Gönül Nağmeleri Hutbeler
Yıllar var ki, insanlık yanlıs seyleri dinleye dinleye dogruları anlamaz oldu ve karanlıkta yürüye yürüye yarasalarla arkadaslıga karar kıldı... Çöz dilinin baglarını, ruhlarımız Senin söz cevherinin çaglayanlarını duysun! Sal ısıklarını dünyamıza, insanoglu asırlık karanlıklardan kurtulsun! Israfil gibi borunu öttür ve yeryüzünü velveleye ver; ver ki, uykuda olanlar uyansın; ters yanından dogrulan bencil ruhlar kendilerine gelsin; kendini rahata salmıs olanların ödü kopsun ve birkaç asırdan beri her yanı saran karakuralar savulup gitsin!
Yagmur gibi yag basımıza; kuraklıktan, canlarımız dudaklarımıza geldi. Sabâ gibi Ars’ın kokusuyla es her tarafta; mâsiyet kokusundan ruhların midesi bulandı. Yıldırımlara bin
ve dört bir yanda gürle; ortalıgı saran hasarat kaçıp inlerine girsin! Yagmazsan, esmezsen, gürlemezsen nasıl olacak halimiz ve insanlıgın hâli? Millet nasıl canlanacak? Mektep
nasıl hamle yapacak? Mabet nasıl nurlanacak? Kalb, ruh, akıl aradıgını nereden bulacak? Baska hangi sey bu perisan ruhların ve bu yaralı gönüllerin dermanı olacak; olacak da
meflûç ruhları kanatlandırıp uçuracak? Aklın önü sıra tıkanan yolları açıp düsünceye sonsuzlugu gösterecek