Cam Duvarlar
Yusuf son kez kafasını çevirdi ve Sofia’ya doğru baktı. Çok uzaklarda, zar zor onu montundan seçebiliyordu. Yusuf da kendini tutamamış ağlamaya başlamıştı. Onun da duyguları birbirine karışmıştı. Sofia’ya, Müslümanların haline, Müslümanların zihinlerdeki yanlış yerine, İslam hakkındaki ön yargılara, örülen duvarlara, yanlış bilinenlere, İslam adına yapıldığı sanılan terör saldırılarına, İslam diye masum insanları öldüren cahil insanlara, ölen masum insanlara, ailelerine, geride bıraktıklarına her şeye ağlıyordu. Yürüdükçe, düşündükçe, ıslandıkça ağlaması artıyor, yoğunlaşıyordu.
Islandıkça ağlıyordu. Hıçkırıklara boğulması çok uzun sürmedi. Gözyaşları içerisinde bir pazar günü öğle saatlerinde hıçkırıklarıyla Londra’nın boş caddelerinde Yusuf da gözden kayboldu.