Müslümanların Gerilemesiyle Dünya Neler Kaybetti
Taxes incluses.
Bir kitap adı için oldukça ilgi çekici bir isim, bir Müslüman için ise, acı mânâlar içeren bir ifade…
İslâm dünyasının gerilemesinin en büyük sebeplerinden birinin Batı özentisi olduğu son yıllarda daha da iyi anlaşılmaktadır. Başta Araplar olmak üzere İslâm âleminin, bir tarafta pejmürde, diğer tarafta da şatafatlı ve debdebeli bir hayat sürmeleri bu durumu sarahatle ortaya koymaktadır. Ayrıca Müslümanların 600 küsür yıl hamiliğini yapmış Türklerin de Jön Türklük hareketi ile beraber bu bozulmadaki etkin rolü de unutulmamalıdır.
***
Müslümanların kendi öz değerlerinin bozulmasına sessiz kalmaları yetmiyormuş gibi bir de modernizm adı altında her türlü ahlâkî değeri hiçe sayarak değişikliklere gidilmesi, durumun daha da vahamete dönüşmesinin açıkça delilidir. Yenilik elbette olacak fakat İslâmî kaideleri bozmadan ve Batı’ya boyun eğmeden!.. Zira İslâm’da reform olmaz! İslâm dünyasının bunun bilincinde olarak hareket etmesi ve kendi içinde çatışmadan birlik olması gerekmektedir. Bu bilinç kazanılıp bir İslâm birliği sağlandıktan sonra atılacak adımların daha belirgin olacağı ve hataların asgarî düzeyde kalacağı da muhakkaktır.
Elinizdeki eser, Müslümanların nerelerde hata yaptıklarını, bundan sonra İslam’ın dünyaya yeniden nasıl hâkim olacağını ve bunun için nelerin yapılmasının gereklerini anlatmaktadır. Materyalizme esir olan Müslüman idarecilerin, modernist olarak ilerlemek isterken, aslında nasıl gerilemeye sebep olduklarını ilmek ilmek anlatmaktadır…
İslâm dünyasının gerilemesinin en büyük sebeplerinden birinin Batı özentisi olduğu son yıllarda daha da iyi anlaşılmaktadır. Başta Araplar olmak üzere İslâm âleminin, bir tarafta pejmürde, diğer tarafta da şatafatlı ve debdebeli bir hayat sürmeleri bu durumu sarahatle ortaya koymaktadır. Ayrıca Müslümanların 600 küsür yıl hamiliğini yapmış Türklerin de Jön Türklük hareketi ile beraber bu bozulmadaki etkin rolü de unutulmamalıdır.
***
Müslümanların kendi öz değerlerinin bozulmasına sessiz kalmaları yetmiyormuş gibi bir de modernizm adı altında her türlü ahlâkî değeri hiçe sayarak değişikliklere gidilmesi, durumun daha da vahamete dönüşmesinin açıkça delilidir. Yenilik elbette olacak fakat İslâmî kaideleri bozmadan ve Batı’ya boyun eğmeden!.. Zira İslâm’da reform olmaz! İslâm dünyasının bunun bilincinde olarak hareket etmesi ve kendi içinde çatışmadan birlik olması gerekmektedir. Bu bilinç kazanılıp bir İslâm birliği sağlandıktan sonra atılacak adımların daha belirgin olacağı ve hataların asgarî düzeyde kalacağı da muhakkaktır.
Elinizdeki eser, Müslümanların nerelerde hata yaptıklarını, bundan sonra İslam’ın dünyaya yeniden nasıl hâkim olacağını ve bunun için nelerin yapılmasının gereklerini anlatmaktadır. Materyalizme esir olan Müslüman idarecilerin, modernist olarak ilerlemek isterken, aslında nasıl gerilemeye sebep olduklarını ilmek ilmek anlatmaktadır…